The Peasants

izlemesi çok zevkliydi. Tamamen çizim değil sanırım normal çekime çizim efekti verilmiş ama çok güzeldi. Konuya gelecek olursak da klasik güzel bir kadının hayatını anlatan hikayelerden pek farklı olduğunu düşünmüyorum. gerçekle işlenmiş, akıcı, hoş bir filmdi. Bazen Jagna’ya kızdığım oldu. Evlendiği adam yaşça büyük olsa da ona prenses gibi davranıyordu buna karşılık hala o ırgata gitmesinin nankörlük olduğunu düşündüm ama annesi ona o senin kocan dediğinde ben seçmedim dedi. işte o zaman dedim haklı diye. biz hep boyun eğmek ya da karşıdakini üzmemek için görevmiş gibi istemediğimiz şeyleri yapıyoruz ama jagna hem genç ve güzel hem de istediğini yapacak kadar cesurdu. tabi öyle bir ortamda ve o dönemde bir yere kadar hatta çok bile dayandı. Yaptıkları doğruydu demiyorum doğru ya da yanlış insana, kültüre göre değişir ama kendimi jagna’nın yerine koyduğumda evlendiğim yaşlı adama sadık kalırdım diye düşünüyorum. ne kadar iğrenerek baksam da ekrana bunun sebebi hayatını karartacağını düşünüp korkmamdı ama köy halkı, sütünü, çayını bile ayağına getirdğini hiçbir iş yaptırmadığını söylediğinde çok şaşırdım. ama hepimiz biliyoruz ki istemediğimiz yerden gelen ilgi ve alakanın nankörüyüz hepimiz. Jagna’da istediği herkesi elde edebilecek kadar güzelken yaşlı bir adama sadık kalmayacağı en başından belliydi. güzel kadınlar hem çok şanslılar hem de çok şanssızlar. erkekler sıraya dizilip hayatını kolaylaştırmak için can atarlar fakat yine aynı erkekler tarafından hayatları mahvolur. kısaca güzellik demek erkek kavgaları arasında bir sağa sola savrulmak demek. Jagna çok güzel bir kadın ve bunu hissederek büyümüş. Annesinin onu yaşlı ve zengin çiftçiyle evlendirmesi aslında kızına yapabileceği en iyi şeymiş fakat jagna bunu anlayabilecek bir olgunlukta değildi. tabi her şey para değil ama kadınlar tarlalarda, orada burada mahvolurken jagna prenses gibi yaşıyordu. başkasınn ona bu imkanları sunabileceğini sanmıyorum. fakat insanın neyi ve kimi istediği rahatlık ve zenginlikten bir adım önde geliyor. köy halkı en başından beri böyle güzel bir kadının tehlikesinin farkındaydı ve evlendiğinde dahi dedikodularına devam ettiler. Jagna en başından beri sevilmiyordu ama her erkekle adı çıkınca artık mecburen onu köyden sürmek zorunda kaldılar. oysa ne kadar yetenekli ve sanatsal bir kızdı. fakat erkeklerin ilgisi yüzünden asla tam olarak kendini keşfedemedi. filmin sonunda artık köyden uzaklara yürümeye başladı. gittiği köyde herhangi bir erkeği hayatına sokmadan sadece kendine ve el işlerine odaklanıp yalnız bir hayat sürdüğüne ya da hiç değilse tek eşli bir hayat sürdüğünü düşünüyorum çünkü maalesef acı bir şekilde güzelliğinin bedelini ödedi ve erkeklerden soğudu. ben çok beğendim ve kendimi filmin içinde gibi hissettim hele de o dans sahnelerindeki kamera açıları mükemmeldi. izlemenizi tavsiye ederim.